Frida Kahlo Sözleri

Frida Kahlo Sözleri

Sayfa İçeriği: Frida Kahlo Sözleri Kısa, Frida Kahlo Kadın Sözleri, Frida Kahlo Sözleri Namus, Frida Kahlo Sözleri İnstagram, Frida Kahlo Sözleri Uzun, Frida Kahlo Sözleri Çok Karışığım, Frida Kahlo Sözleri Facebook

Bu güzel sayfada sizler için en güzel Frida Kahlo sözlerini hazırladık. Sayfadaki anlamlı Frida Kahlo sözlerini facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.

EN GÜZEL FRİDA KAHLO SÖZLERİ


Bana yalan söylemene üzülmedim. Bir daha sana asla güvenemeyeceğime üzüldüm.


İnsan acılarında yalnızdır.

Tek bir şey için ağlanmaz, birikmiştir!

Resim hayatımı tamamladı.

Ölmesinler diye çiçeklerin resmini yapıyorum.

Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım.

Ancak bir dağ, başka bir dağın cevherini bilebilir.

Söz dağarcığımda da üzüntüm gibi yoksul.

Akıl durdu, kalp soğudu, dil de susunca vazgeçtim.

Kendi tenimden daha çok seviyorum seni.

Bu farklı bir şey. Aşığım ve başka türlü davranamam.

Sakinliğimi çalanlar, beni deli olmakla suçluyor.

Uğraşarak düzeltemediğinden, vazgeçerek kurtulursun.

İçimde kırk kadın, Kırkı da yabancı. Kırkı da öteki.

Uçmak için kanatlarım varken ayaklarıma ne gerek var ki?

Kendinize sihirmişiz gibi bakacak olan bir aşık seçiniz.

Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediği için vazgeçtim.

Başıma gelen en iyi şey acı çekmeye alışmaya başlamam.

Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.

Acılar geçicidir. Ama her sevinç, en derin sonsuzluğa uzanır.

Ama acı çeken yüreği var ise bir bedenin, daha hızlı çürüyor o beden.

Benim yolculuğumda böyle işte. Toprağın içine bir yolculuk.

Kadınlar yavaş yavaş unutur. Önce yaradan başlar. Sonra yarayı açandan.

Ayaklar, uçmak için kanatlarım varken sizi neden arayayım?

Frida sevinçle, her dostlukta biraz da suç ortaklığı bulunduğunu öğrendi.

Ama sevgilim, bir daha gelsem dünyaya, yine seni severdim.

Ağrıyan en belli yerim. Yüreğim olabilir. Yürek hüzün dolu. Belki beden de.

Nasıl olsa umutsuz olacaksam, hiç olmazsa üretken olmalıyım.

Gecelerim öğüt vermiyor. Gecelerim uyanık görülen bir düş gibi seni düşünüyor.

Büyüyünce, insanın kendini nasıl yalnız hissettiğini göreceksin.

Zaman geçtikçe azalmasını beklediğim duygular, bedenimi daha çok ele geçiriyor.

Yüreğindeki kaygı insanı çökertir fakat iyi söz yüreğini sevindirir.

Bana yalan söylemene üzülmedim. Bir daha sana asla güvenemeyeceğime üzüldüm.

Neden yürümek için ayaklarım olsun ki; uçmak için kanatlarım var.

Her şey insandan dışarıya taşmıyor mu, kan, gözyaşı, bulutlar, hatta yaşamın ta kendisi.

Diego’ya bakıyordum, biricik kurbağama aşıktım. Bir soluk alıyordum.

Diego, gerçek, öyle büyük ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne sevmek istiyorum.

Güzellik ve çirkinlik bir seraptır. Eninde sonunda herkes içinizi görür.

Her defasında körkütük aşık olarak, sana döndüm. Ya da aslında senden hiç gitmemiştim.

İlk aşk kedi gibi sessizce yanaştı. Onun gelişini ne gördüm, ne de duydum.

Kendi portremi resmediyorum çünkü çoğunlukla yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım insanım.

Bir gün her şey yoluna girerse, umarım hala hevesim ve isteğim kalmış olur.

Kendi kaprisi dışında hiçbir yasa tanımayan bir despotun yönettiği ülkemden kaçmaktaydım.

Erkek olarak fark yaratmak istiyorsanız nazik olun. Pek yarış yok o kulvarda.

Ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur.

Asıl önemli olan da atılımımızın yaşamsal olmasıydı. Saftık, henüz kirlenmemiştik.

Ama sevgilim, bir daha gelseydim dünyaya yine seni severdim. Canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!

Rüyaları ya da kâbusları asla resmetmedim. Resmettiklerim benim kendi gerçeklerimdi.

Benim acı çeken bir yüreğim var Diego. Seni sevmeye başladığım o günden beri acı çeken bir yüreğim var.

Seni sevmeye başladığım o günden beri acı çeken bir yüreğim var. Diego Rivera ile ilgili olarak.

Ben hasta değilim sadece kırgınım. Ama yaşadığım müddetçe resim yapabilirsem kendimi mutlu sayarım.

İyileşmek mi? dedi Frida. Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil anlıyor musunuz?

Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.

İlk aşk kedi gibi sessizce yanaştı. Onun gelişini ne gördüm ne de duydum. Aşk yavaş yavaş içime yayıldı.

Eğer bir gün oğlum olursa ona ilk öğreteceğim şey, gönül almak için çabalamanın erkekliğinden hiçbir şey götürmeyeceği olacak.

Acılarımı boğmaya çalıştım ama pislikler yüzmeyi öğrendiler ve şimdi ben bu hoş ve iyi his tarafından alt edildim.

Yaşam en beklenmedik anda şaşırtıcı güzel sürprizler hazırlar insana. Sana her dakika kehanette bulunmamanı söylüyorum sadece.

Babam Guillermo Kahlo çok ilginçti davranışları yürüyüşü oldukça zarifti. Sakin çalışkan yılmak bilmez bir adamdır.

Kurbağa sevgilim Diego’m. Bana dünyanın en büyük acısını yaşattın sen. Gün be gün öldüm seni sevmeye başladığım ilk andan itibaren.

Kötüyüm, gitgide daha da kötü olacağım ama yavaş yavaş yalnız kalmaya alışıyorum, bu bile bir şeydir. Bir avantaj bir zaferdir.

Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç.

Melek yüzler, bazen büyücülük eğilimlerini saklayabilirler. Bazen de genç şeytan yüzlerinin ardında melek yürekli kişiler vardır.

Bu, bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.

Hayatımda iki büyük kaza geçirdim biri Diego’ydu ve diğerinde ise bir tren az daha beni öldürüyordu. Diego kesinlikle çok daha yıkıcıydı.

Yazgının dişleri köpekbalığınınki gibidir. Bir gecede her şeyi yitirdim. Ağlamamın, inlememin ve çığlıklarımın duvarların ötesinden duyulduğu söyleniyor.

Sessizlik bir kadının en sesli ağlamasıdır. Eğer bir kadın seni görmezden gelmeye başladıysa onu çok fazla incittiğinden emin olabilirsin.

Bedenim birkaç sokağın ya da adi bir coğrafyanın bizi ayırdığını anlayamıyor. Bedenim, gecenin ortasında senin gölgeni görememekten dolayı acıdan çıldırıyor.

Bu bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunları söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.

Şu sıra acı o kadar gerçek, öyle büyük ki, ne konuşmak ne uyumak ne dinlemek ne gülmek ne sevmek istiyorum. Bu acılardan önceki ben ve yaşamım sanki bir yabancıya ait gibi.

Hayır ben gerçeküstücü değilim. Bütün bunlar gereğinden fazla gözde gözde büyütülmüş şeyler. Oysa ben en azından bir şeyden eminim kendi gerçeğimi resmediyorum.

Şeyleri yaşamı insanları çok seviyorum. İnsanların ölmesini istemiyorum. Ölümden korkmuyorum fakat yaşamak istiyorum. Ama acıya gelince hayır acıya dayanamıyorum.

Uzaklık her şeyi hayali kılıyor. Evet. Yo hayır. Bir şey ne denli uzaklaşırsa aynı zamanda artık yalnızca kendisine kendi dünyasına ait olduğundan, o denli de yakınlaşıyor.

Senin sevmediklerini de sevdim ben Diego. Neden sevmediğini anlamak için onları sevdim ! Ya da sevmeye çalıştım. İçimdeki, sana dair olan öfkeyi dindirmek için yaptım belki. Öfkem dinmedi Diego.

Kendimi hem kendim için yaşayabilecek denli güçlü ve iç zenginliğine sahip hissediyorum, hem de değil bir davranışın, en ufak bir düşüncenin bile paralayabileceği kadar dayanıksızım.

Korkunç bir şey. Kendimi hem kendim için yaşayabilecek denli güçlü ve iç zenginliğe sahip hissediyor um hem de değil bir davranışın, en ufak bir düşüncenin bile paralayabileceği kadar dayanıksızım.

Aşk mıydı? Bilmiyorum. Eğer aşk her şeyi kapsıyorsa çelişkileri ve taşkınlıkları aşırılıkları ve söylenemeyenleri evet, o zaman buna aşk diyebiliriz. Ama aksi takdirde, hayır, aşk değildi bu.

Bir tek senin çocuğunu doğurmak istedim. Ah Diego’m. Bu paramparça rahmimden nefret ettim bebeğimizi tutamayınca. Söküp pekguzelsozler.com atmak istedim rahmimi. Sana çocuk doğurmayı beceremeyen bir organı taşımak yük oldu bana.

Seni sevmeye başlayalı çok uzun zaman oldu. Küçük bir kız çocuğu idim seni sevmeye başla dığımda. Şimdi ise bedeni çürümeye başlayan yaşlı bir kadınım. Bütün bedenler çürüyor aslında Diego’m. Eskiyor bütün bedenler.

Bulutların çerçeveye doğru taşması gerek, diye düşünüyordu. Her şey insandan dışarıya taşmıyor mu, kan, gözyaşı, bulutlar, hatta yaşamın ta kendisi. Oturduğu yerde, büyük aynada kedisini görüyordu. Allah kahretsin. Görüntümüz hep bize geri dönüyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir