Sezai Karakoç Sözleri

Sezai Karakoç Sözleri

Sayfa İçeriği: Sezai Karakoç Sözleri Kısa, Sezai Karakoç Özlü Sözleri, Sezai Karakoç Şiirleri, Sezai Karakoç Sözleri İnstagram, Sezai Karakoç Sürgün Sözleri

Ülkemizin yetiştirdiği en iyi şairlerden birisi olan Sezai Karakoç’u rahmetle anıyoruz. Bu değerli şairimiz Sezai Karakoç’un en güzel sözlerini sayfamızda sizler için hazır ettik. Sayfadaki anlamlı Sezai Karakoç sözlerini sosyal medya ile rahatlıkla paylaşın.

ANLAMLI GÜZEL SEZAİ KARAKOÇ SÖZLERİ


Ve son sözü hep alın yazısı söyler.


Aşırı umut umutsuzluktur.

Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum.

Gerçek söylemeyince sanki yok.

İçimde ölen öldü, kalan kaldı, ben aynı.

Ve son sözü hep alın yazısı söyler.

Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem.

Benim aşkım uymaz öyle her saza.

Yüksel bir kere daha ey ahir zaman ezanı.

Allaha teslim olan eşyayı teslim alır.

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

Hayat sade olmalı, ama yalın olmamalı.

Ancak, umut umutsuzluğun olduğu yerde başlar.

Seni öldürmeye gelen, sende hayat bulsun.

Kendi elimizle cehenneme çevirdik kendi içimizi.

Ne mutlu meşalesi Kur’an olan bir ümmete!

Çağımızın üzerine çöken kabus, materyalizm kabusudur.

Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?

Ellerin yaz demekti Gözlerin yeşerirdi kalbimin baharında.

Hep suç bende değil Beni yakıp yıkan bir nazar vardır.

Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.

İlk insandan başlar hakikat tarihi, yani hakikatin bilinişi.

Hakikat, Adalet, Fazilet. İnat etmiyoruz, bunlarda ısrar ediyoruz.

Amentümüz, insanlığın ruhunu bir ruhul kudüs gibi diriltsin!

Senden ümidi kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.

Başarı, hayata tapmakta değil, hayatın hakkını vermektedir.

Dünya kavgasına, dünya için ve dünya adına değil, Allah için katılma.

İnsan, kendini hakikate adadığı, ruhunu ona açtığı ölçüde insandır.

Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin.

Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde.

Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey. Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.

Göz seni görmeli ağız seni söylemeli, bütün deniz kıyılarında seni beklemeli.

Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.

Allah korkusu, ruhu istila etmiş tutsaklığı vuran silah, onu ikiye bölen kılıçtır.

Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı. Günlere geldim bunu bana öğretmediniz.

İnsanı putların köleliğinden kurtararak fıtratın medeniyetini kuran peygamberdir.

İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.

Anlaşılıyor ki, İslam aleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı.

Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.

Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.

Baharı yaz uğruna tükettik ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.

Anne ölünce çocuk bahçenin en yalnız köşesinde elinde bir siyah çubuk ağzında küçük bir leke.

Müslümanların kendine dönüşmesi, başka bir kültüre dönüşmelerinden belki daha güç, ama tek kurtuluş umutları olacaktır.

Bir gün gelecek, yine Yüce İslâm Milleti, bilinçlenecektir. Nerelerden nerelere geldiğini öğrenecek ve bu onu uyandıracaktır.

Ahiret inancı, kitaplarda yazılı satırlar olmaktan öte geçmedikçe, dünyataparlık, madde tutsaklığı, yani, ruhun zindan karanlığına mahkumluğu sona ermeyecektir.

Diriliş; şeytanın topladığı ve uğursuzluk saçan her topluluğu dağıtma; Allah’ın ipine sımsıkı sarılan topluluğu kurma yolu, yöntemi, savaşı demektir.

Arzulanan zenginlik, at kumaş ve ziyafet. pekguzelsozler.com Yetmez olur insana bir gün elbet.  Kapitalizmin de, komünizmin de özgürlük türküleri, sahte türkülerdir. Köleler için, zincire vurulmuş kürek mahkumları için uyutucu afyon nağmeleridir. Boş avuntular, göz boyayan, dikkat dağıtan esaret aranjmanları.

İnsanlara gurur gelmesin, acizliklerini unutmasınlar diye Allah, ölümü yarattı. Bunu hiç unutmayarak, saatleri ve dakikaları, zamanı tam anlamıyla değerlendirmek: İşte bu dünyada bize düşen budur. Bundan ötesi bize ait değil.

Yani sadece psikolojik müslümanlık, sadece sosyolojik müslümanlık veya sadece tarih içi müslümanlık yetmez. Her müslüman önce, kendi iç dünyasında müslüman olmalı, fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de müslüman olmayı idrak etmeli. Ve nihayet bu psikolojik ve toplumsal muhtevaya mutlaka tarih şuurunu da eklemeli.

Muhayyile ve aklın Allah’ı sınırlandırıcı veya bir surete bağlayıcı zaafını bilirim ve onunla savaşırım. Ona direnirim. Allah’ı aklımla kavrama, çerçeveleme donkişotluğuna girişmem. O’na sınırsız olarak gönlümü açmaya çalışırım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir